İsrail’in saldırıları altındaki Gazze’de yaşamak; açlık, soğuk ve çocuk olamamak demek
İsrail’in saldırılarından kaçarak Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Beyt Hanun beldesindeki Gazi eş-Şeva Erkek Lisesi’ne sığınan Filistinliler, savaşın yanı sıra açlık ve soğuğun da kurbanı oldu.
AA ekibi, kendilerini soğuktan koruyacak giysilerin yanı sıra yiyecek yemek bulmakta da zorlanan Filistinlilerin tüm bu sıkıntılara rağmen hayata tutunabilmek için okulun bahçesinde yürüttüğü hummalı çalışmaya ve yaşamlarından kesitlere tanıklık etti.
Bu çalışmada gencinden yaşlısına herkese bir görev düştü. Erkekler ellerindeki tüm malzemeleri birleştirip büyük kazanlarda yemek kaynatırken, kadınlar odun ateşinde ekmek pişirdi, küçük çocuklar ise ateşin sönmemesi için kağıt topladı. Bu hummalı çalışma, dışardaki şiddetli yağmur ve rüzgara rağmen devam etti.
Küçük yaşta İsrail’in saldırıları, yokluk ve soğukla mücadele etmek zorunda kalan çocuklar ayrıca yağan yağmurun okulun odalarına dolmaması için paspas yaparak ebeveynlerine yardımcı olmaya çalıştı.
Yaşadığı odada nefes alacak yer yok
Okulun sakinlerinden Amine el-Huveyhi (67) savaş öncesinde okulun mutfağı olarak kullanılan ve İsrail’in karadan saldırılarında tavanı zarar gördüğü için yağmur suyunun sızdığı bir odada aile fertleriyle birlikte kaldığını belirtti.
Huveyhi, yağmur suyunun ellerindeki yatak, yorgan ve giysileri ıslattığı için soğuktan korunacak bir şeyleri kalmadığını ifade etti.
Odasını AA muhabirine açan Huveyhi, “Görüyorsunuz işte nefes almaya bile yer yok. Yiyecek yok, su yok, un da yok. Ölmek böyle yaşamaktan daha iyidir.” diyerek çektikleri sıkıntıyı dile getirdi.
Huveyhi, saldırıların başlamasından bu yana 4 defa okul değiştirdiklerini ve çocuklarından 4’ünün de Gazze’nin farklı yerlerine dağıldığını anlattı.
Pencereleri naylonlarla kapatarak soğuktan korunmaya çalışıyorlar
Evi saldırılarda tamamen yıkıldığı için okula sığınan Abdulkerim Hamed de “Kaldığımız odanın saldırılarda kırılan camlarının yerine naylon geçirdik. Bu camlar bizi rüzgardan ve yağmurdan bile zar zor koruyor” diyerek çok üşüdüklerini ifade etti.
Hamed, çocuklarının giyecek kalın kışlık kıyafetleri olmadığı ve oda da korunaklı olmadığı için hastalandıklarını ancak tedavi olacak hastane de olmadığını dile getirdi.
Gazze’nin kuzeyindeki barınma merkezlerine yardım girişi olmadığını anlatan Hamed, “Halimizi soran yok. Nereye gideceğimizi bilmiyoruz. Ölmek böyle yaşamaktan daha iyidir” dedi.
Çocuklar üşüyor ve çocukluklarını yaşayamıyor
Okulun küçük sakinlerinin dertleri ise boylarından büyük. Okula gidemeyen, gelecekleri ellerinden alınan, üşüyen ve oyuncaklarından bile mahrum kalan çocuklar, boş zamanlarını ailelerine yardım ederek geçiriyor.
Bu çocuklardan Cudi Hamed (9), Beyt Hanun’daki evleri bombalanınca ailesiyle birlikte bu okula sığındı.
Hamed, “neyin eksikliğini çekiyorsunuz” sorusuna, “ekmek, un, battaniye, giysi ve oyuncak” diyerek yanıt verdi.
Yaşadıkları durumu felaket olarak nitelendiren Diyala Hamed (13) ise “Hiçbir şey yok. Olsa da çok pahalı. Alacak paramız da yok. Bu, dayanılacak bir durum değil.” dedi.
Savaştan en çok çocukların etkilendiğini kaydeden Hamed, okullarına ve önceki hayatlarına geri dönmeyi, Gazze’yi yeniden yaşanılacak bir yer haline getirmeyi istediklerini söyledi.
Hamed, “en çok neyi özlüyorsun” sorusuna “Savaştan önceki hayatımızın tüm ayrıntılarını özlüyorum. Dertsiz tasasız olmayı, aileyle birlikte olmayı, çocukların istediği her şeye sahip olmasını” diyerek yanıtladı.
Daha önce de İsrail’in Gazze’ye yönelik başka savaşlarına tanık olduğunu anlatan Hamed, “Hayatımız değişti. Çocukluğumuzu değil sadece savaşı yaşar olduk. Savaş hayatımızı felakete çevirdi” diyerek savaşsız bir dünyaya duyduğu özlemi dile getirdi.