Tatar Avrupa’ya seslendi: “Anlaşma niyetimiz ‘evet’, ama eşitlik temelinde”
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs meselesinde eşitlik temelinde iki devletli çözüm istediklerini söyledi.
Tatar, Türkiye’nin Berlin Büyükelçiliğinde düzenlenen basın toplantısında, “Anlaşma niyetimiz ‘evet’, ama eşitlik temelinde. Kıbrıs Türk’ünün egemenliği fevkalade önemli.” dedi.
Kıbrıs meselesinde eşitlik temelinde iki devletli çözüm istediklerini vurgulayan Tatar, Güney Kıbrıs Rum Yönetimiyle (GKRY) müzakere masasına tekrar oturabilmeleri için direkt uçuşun, ticaret imkanının, izolasyonların kaldırılarak sporcuların müsabakalara katılma hakkının ve kendilerinin diğer muhataplarıyla görüşme hakkının gündeme gelmesi gerektiğini belirtti.
Akdeniz’deki doğal kaynakların araştırılması ve geliştirilmesi için eşitlik temelinde bu çalışmaların başlatılabilmesi gerektiğini dile getiren Tatar, “Bunu başlatacak olan GKRY ve KKTC’dir. Bize ‘Gelin temsilci verin’ diyorlar. Ama Biz Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanımıyoruz. Biz silah zoruyla dışarı atıldık. Kıbrıs Cumhuriyeti işgal altında bir cumhuriyettir. Diğer tarafa verdikleri önem kadar KKTC’ye de önem verecekler.” ifadesini kullandı.
Egemenlik meselesiyle ilgili olarak ortaya çıkacak olan yeni bir anlayışın kendilerini tatmin etmesiyle oturup devletten devlete görüşmeleri başlatabileceklerini belirten Tatar, şöyle devam etti:
“Devletten devlete görüşme süreci başlamazsa, eskiden olduğu gibi Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’yle ve bizi ise Kıbrıs Türk toplumu olarak o masaya oturttuklarında hiçbir netice alınamaz. Biraz düşünseler bunu görecekler. Rum tarafı zaten diyor ki ‘Ben bunlara ne vereyim. Bunları tanıyan yok. Ben yoluma devam edeyim. Tanınmış devletim, AB üyesiyim’. O masadan siz ne yaparsanız yapınız, Annan Planı’nda olduğu gibi hiçbir netice alınmaz, günün sonunda her türlü öneriyi reddederler ve yoluna devam ederler. Biz de tanınmamış vaziyette hayatımıza devam ederiz.”
“Gelin devletinizden vazgeçin sizi entegre edelim ama devletten vazgeçin” önerilerine de tepki gösteren Tatar, bu ve benzeri önerilerin, Kıbrıs Türk’üne ve mücadelesine hakaret anlamına geldiğini vurguladı.
Avrupa’ya seslenen Tatar, “Benim tarihim var, mücadelem var, milli duruşum, var değerlerim var, maneviyatım var, var oğlu var ve Türkiye’m var. Geliniz, saygı duyunuz. Bu saygının ne olduğunu birkaç diplomat görevlendirirlerse onlar anlatırlar. Yeter ki niyet olsun ama şu an o niyeti göremiyorum. Çünkü onlar AB ailesi içinde. Yunanistan da GKRY de orada. Al gülüm ver gülüm, birbirlerini kırmamak için o şekilde bir anlayışla bize haksızlık yapmaya devam ediyorlar. İnşallah uzun sürmez bu yanlıştan geri dönerler.” sözlerini sarf etti.
KKTC’nin pozisyonunu koruduğunu anlatan Tatar, “Egemen eşitlik, eşit uluslararası statü. Bunların teyidiyle müzakere masasına tekrar dönülebilir şeklinde. Nedir egemen eşitlik? Benim de devlet olduğumu kabul etmeleridir.” diye konuştu.
– “KKTC hep var olacak”
Hiçbir zaman Rum tarafına teslim olmayacaklarını dile getiren Tatar, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Oynanan oyun federal çatı. O federal çatı içerisinde çoğunluğun azınlığı yöneteceği Türkiye’nin de çekileceği bir dünya yaratarak bizleri onun içerisinde eritmek ve asimile etmektir. Böyle bir oyuna gelmeyeceğimiz için egemenliğimiz ve devletimiz çok önemlidir. Egemen eşitlik ve bir anlaşmadan sonra iki devletli işbirliğiyle bu coğrafyada varlığını sürdürmeli. Ama anlaşmanın devletten devlete olması gerekiyor. Onların dediği Kıbrıs Cumhuriyeti ile Kıbrıs Türkü’nün anlaşması yani beni vatandaş yapacak ve Kıbrıs Cumhuriyeti içinde beni eritecek. Mesele bu kadar milli ve önemlidir.”
KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, Avrupalı bazı eski siyasetçilerin GKRY’nin AB’ye alınmasını hata olarak gördüklerinin hatırlatılması üzerine, “Görüştüğümüz yetkililer ‘O zaman biz yoktuk hata yaptılar. Biz elimizdekilere bakıyoruz’ diyorlar. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri her görüştüğümde ‘O zaman ben yoktum’ diyor, ‘Ben önümdeki bunu buldum bunu yönetmeye çalışıyorum’ diyor. 40 yıldır aralıklarla vahim şeyler yapıyorlar. Bakalım 2044’te ne yapacaklar. Allah kerim 2044’e. Ama KKTC hep var olacak.” değerlendirmesinde bulundu.