Yaşam

“Akdeniz, dünyanın en hızlı ısınan denizi… Su seviyesi daha da yükselecek”

 Akdeniz İçin Birlik (UfM) Enerji ve İklim Eyleminden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Grammenos Mastrojeni, Akdeniz’in dünyanın en hızlı ısınan denizi olduğunu belirterek iklim değişikliğinin, çevreye olumsuz etkilerine karşın devletleri birlikte hareket etmeye zorladığı için bir fırsat sunduğunu savundu.

UfM ile Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ortaklığında İstanbul’da düzenlenen “Akdeniz Yeşil Haftası: Akdeniz için Yeşil ve Daha Dirençli Bir Gelecek” etkinliği için İstanbul’a gelen Mastrojeni, AA muhabirine, iklim değişikliğinin Akdeniz ve çevresine etkileri konusunda değerlendirmede bulundu.

– “Akdeniz, dünyanın en hızlı ısınan denizi”

Mastrojeni, “Akdeniz, dünyanın en hızlı ısınan ikinci bölgesi ve dünyanın en hızlı ısınan denizi. Bu ölçümlerle bağlantılı öngörülen bazı etkiler var ki bunlar çok ciddi.” dedi.

Su sorununun giderek arttığına ve 10-15 yıl içinde 250 milyon insanın su kıtlığı yaşayabileceğine dikkati çeken Mastrojeni, daha fazla ısındığı için Akdeniz’deki su seviyesinin diğer denizlerden daha hızlı yükseldiğini ve yüzyılın sonundan önce bir metreden fazla yükseleceğini tahmin ettiklerini söyledi.

Mastrojeni, “Yüzyılın sonunun çok uzak olduğu düşünülebilir. 10-15 yıl içinde 20 santimetre daha yükselecek. İnsanlar, 20 santimetreden korkmuyorlar çünkü bunun suyun karayı fethetmesi olduğunu düşünmüyorlar ama öyle.” ifadelerini kullandı.

Romalıların “Birine hükmetmek istiyorsan onu savaşta yenmelisin ama bir daha adını duymak istemiyorsan tarlasına tuz serpmelisin.” sözüne atıfta bulunan Mastrojeni, tarım üretiminin yüzde 40’ını sağlayan kıyı ovalarına giren tuzlu suyun gıda güvenliğini tehlikeye atacağını söyledi ve büyük bir nüfusun gıda güvencesi Nil Deltası’nı bu konuda örnek gösterdi.

– “Akdeniz, büyük medeniyetlerin denizi ama hiçbir zaman bir barış denizi olmadı”

Mastrojeni, ortaya çıkan durumun insanları daha önce hiç yapılmamış bir şeyi yapmak zorunda bırakacağına işaret etti.

“İklim değişikliği, aynı zamanda hem büyük bir risk hem de büyük bir fırsattır.” diyen Mastrojeni, şunları dile getirdi:

“Bazı devletlerin iklim değişikliğine direnebileceğini, diğerlerinin ise iklim değişikliğinin kurbanı olacağını söylemek cazip gelebilir ancak bu doğru değil. Akdeniz çevresindeki tek bir devlet bile bu hareketlilik ve önemdeki bir değişimle yüzleşmek için tek başına yeterli kaynağa sahip değildir ancak geçmişte bizi ihtilafa düşüren tüm farklılıklarımızı bir araya getirirsek daha büyük bir çözüm sepetine sahip oluruz.”

Avrupa Birliği’nin (AB) 2050’ye kadar karbonsuzlaşma hedefine dikkati çeken Mastrojeni, güneyin güneş ve Balkanlar’ın rüzgar enerjisi kullanılmadan bunun imkansız olduğunu vurguladı.

Mastrojeni, “Ancak güneyin güneş enerjisi ve Balkanlar’ın rüzgar enerjisi, sadece iç pazarlara dayalı olarak gelişemez. Bu yüzden birbirimize yardım ediyoruz. Bu yardımlaşmayı başlatmaya çalışıyoruz, iklim değişikliğiyle bağlantılı her sektörde bunu birlikte yapabiliriz.” ifadelerini kullandı.

Birlikte hareket edildiği takdirde gıda güvenliği, enerji, üretim ve istihdamda mesafe katedilebileceğini söyleyen Mastrojeni, “Bu şekilde iklim değişikliğine karşı daha iyi direnebiliriz ama aynı zamanda daha entegre bir ekonomi oluştururuz. Bu da bir taraftan iklim değişikliğini daha az tehlikeli hale getirir çünkü entegre oluruz, daha az yoksul ve daha az zengin olur ama aynı gelir düzeyinde daha fazla insan olur.” değerlendirmesinde bulundu.

Bunun barışın temeli olabileceğini dile getiren Mastrojeni, şunları ifade etti:

“Akdeniz, büyük medeniyetlerin denizi ama hiçbir zaman bir barış denizi olmadı. Hep çatışma ve savaş vardı. İklim değişikliğiyle mücadele etmek için doğru olanı yaparsak insanların aynı seviyede olduğu entegre bir ekonomi inşa ederiz. Bu şekilde iklim değişikliği için çözüm ararken sonunda barışı da inşa etmiş oluruz.”

– “Akdeniz Yeşil Haftası’nı Türkiye’de gerçekleştiriyor olmamız tesadüf değil”

Mastrojeni, dünyanın sürdürülebilir ekonomiye doğru ilerlemesinde her toplumun kendi sorumluluğunu üstlenmesi gerektiğini belirterek Türkiye’nin sıfır atık konusundaki girişimlerine ve UfM’nin de sıfır atık konusunda çalışmalar yaptığına dikkati çekti.

Türkiye’nin şehir politikalarına ve altyapıya öncülük ettiğini dile getiren Mastrojeni, “Türkiye, her zaman Birliğin aktif bir üyesi olmuştur. En büyük toplantılarımızdan Akdeniz Yeşil Haftası’nı Türkiye’de gerçekleştiriyor olmamız tesadüf değil.” dedi.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu