Ürdün’de enerji güvenliği için ilk sıvılaştırılmış doğal gaz tesisi kuruluyor
İsrail ile 2016 yılında doğalgaz anlaşması imzalayan Ürdün’ün güneyindeki Akabe Limanı’nda LNG tesisini kurma girişimi, 7 Ekim’den bu yana artan İsrail saldırganlığına karşı bir alternatif arayışı olarak görülüyor.
AA’ya konuşan Ürdünlü uzmanlara göre, Amman yönetimi, bu projeyle enerji alanında alternatifler oluşturarak enerji güvenliğini sağladığı gibi anlaşma yaptığı İsrail’in muhtemel baskılarına maruz kalmaktan kurtulmayı da hedefliyor.
Singapur merkezli Atlantik, Körfez ve Pasifik Şirketi’nin (AG&P) de içinde bulunduğu ittifak, 21 Ağustos 2024’te Ürdün’de günlük 720 milyon metreküp kapasitesine sahip LNG tesisini inşa etme ihalesini kazandıklarını duyurdu.
Projenin 22 ayda tamamlanarak teslim edileceği bilgisini paylaşan ittifak, tesisin 2026 yılının ikinci çeyreğinden itibaren çalışmaya başlayacağını belirtti.
– İsrail ile 2016’da yapılan doğal gaz anlaşması
Ürdün Ulusal Elektrik Şirketi NEPCO, İsrail’in Leviathan sahasında faaliyet gösteren ABD’li Noble Enerji şirketi ile 2016 yılında bir anlaşma yapmıştı.
Buna göre, Ürdün’ün, İsrail’den Ocak 2020’den itibaren 15 yıl süreyle yaklaşık 45 milyar metreküp doğalgaz alması konusunda anlaşmaya varıldı.
Ürdün makamlarından o dönemde yapılan açıklamalarda, bu anlaşmayla uluslararası piyasa fiyatına kıyasla İsrail doğalgazını satın alarak yaklaşık 300 milyon dolar tasarruf edileceği belirtildi.
– “Bu stratejik bir projedir”
Akabe Kalkınma Kurumu CEO’su Hüseyin Safedi, “Kıyıda doğal gazı sıvılaştırma tesisinin kurulmasının yanı sıra mevcut gaz limanının geliştirilmesi, stratejik bir projedir. Bu proje aynı zamanda, Akabe limanlarını ve kalkınmasını bu sektörde uluslararası standartlara çıkarma anlamı taşıyor.” dedi.
Projenin maliyetinin 125 milyon dolar olduğunu belirten Safedi, maliyetin bir kısmının Kuveyt Ekonomik Kalkınma Fonu tarafından karşılanacağını ve uygulama süresinin 22 ay olduğunu ifade etti.
Safedi, “Şeyh Sabah Doğal Gaz Limanı” adı verilen proje yoluyla “LNG ithalatının sürdürülebilmesi, bu yolla elektrik enerjisinin üretim maliyetinde tasarruf edilmesi ve enerji kaynaklarında kesinti durumunda stratejik bir seçenek sunulmasının” amaçlandığı bilgisini verdi.
Kurulacak tesise ilişkin bilgi veren Safedi, LNG’nin depolanabileceğini ve gaz haline getirilebileceğini, kesinti ve yetersiz tedarik durumlarıyla başa çıkabilmek için gerekli imkanların bulunacağını kaydetti.
– Seçeneklerin çeşitlendirilmesi
Ürdünlü enerji uzmanı Mübarek el-Tahravi, “Projenin geciktiğini düşünüyorum. Ürdün’ün enerji güvenliği açısından çok önemli bir proje. Bu projeyi, İsrail ile yapılan enerji güvenliği anlaşması imzalanmadan çok önce isteyenlerden birisiydim.” değerlendirmesinde bulundu.
“Enerji güvenliği küresel piyasadan doğal gaz satın alabilme kabiliyeti anlamına gelir.” diyen Tahravi, “Gaz tedarikine yönelik anlaşmalar genelde uzun yıllar sürüyor ve tarafların çıkarına olmayan anlaşmalar yapılabiliyor.” şeklinde konuştu.
Tahravi, Ürdün’ün inşa etmeyi planladığı LNG liman tesisi yoluyla piyasadan doğal gaz temin etme imkanına sahip olacağına dikkati çekerek, “Biz Akabe’de bütün uluslararası doğal gaz gemileri için doğal bir geçiş yolu durumundayız ve böylece her yerden doğal gaz temin etme kabiliyetimiz oluyor.” ifadelerini kullandı.
Şeyh Sabah Doğal Gaz Limanı projesinin zamanlaması konusunda Tahravi, Ürdün’ün “İsrail tarafından bir baskıya uğramış olabileceğini” vurgulayarak, İsrail gazının kesintiye uğraması ihtimalinin düşünüldüğünü kaydetti.
Doğal gazın Katar veya Cezayir’den temin edilebileceğine işaret eden Tahravi, “Bu istasyonun kurularak tamamlanması sonrasında, Ürdün belirli enerji kaynaklarıyla sınırlı kalmayacak, kaynak çeşitliğine gidebilecek. Böylelikle kimse doğal gaz ithalatında kontrolü ele geçiremeyecek.” ifadelerini sözlerine ekledi.
(AA/ID/ŞEB)