Almanya’da sanayinin yeniden yapılandırılması için 2030’a kadar yaklaşık 1,4 trilyon avroluk ek yatırım gerektiği bildirildi.
Alman Sanayi Federasyonu (BDI), Boston Consulting Group (BCG) ve Alman Ekonomi Enstitüsü (IW) tarafından hazırlanan “Sanayi ülkesi Almanya için dönüşüm yolları” başlıklı rapor Berlin’de açıklandı.
Raporda, Almanya’nın bir iş merkezi olarak her zamankinden daha fazla baskı altında olduğu belirtilerek, bu durumun, acil reformlar ve yatırımlar için “uyanma çağrısı” olduğu ifade edildi.
Ülkedeki mevcut krizin daha önceki pek çok krizin aksine yapısal nitelikte olduğu değerlendirmesine yer verilen raporda, yüksek enerji fiyatlarının, iş gücü kıtlığının, çok fazla bürokrasinin, yatırım eksikliğinin ve yüksek vergilerin Alman ekonomisi üzerinde yük oluşturduğu vurgulandı.
Raporda, Alman iş dünyasını her şeyden önce yapısal sorunların yavaşlattığı ve hızlı ekonomik teşvik programlarının buna çözüm olmadığı belirtilerek şunlar ifade edildi:
“Almanya’daki iş çerçeve koşullarının diğer ülkelere kıyasla daha az cazip olması, son 30 yılda Almanya’daki hem kamu hem de özel sektör yatırımlarının diğer sanayileşmiş ülkelerdeki yatırım oranlarının önemli ölçüde altında kalmasına neden olmuştur. Bunun sonucunda fiber optik, eğitim seviyesi ve ulaşım altyapısının genişletilmesinde açıklar ortaya çıkmıştır. Yüksek enerji fiyatları ve külfetli bürokratik raporlama yükümlülükleri, yatırım ve inovasyon için kullanılması düşünülen sermaye ve diğer kaynakları bağlamaktadır.”
Almanya’da oluşturulan endüstriyel değerin 5’te 1’inin büyük risk altında olduğu belirtilen raporda, rekabetçiliği yeniden tesis etmek, sanayi tabanını güvence altına almak ve büyümeyi hızlandırmak için rekabetçi bir enerji arzı ve yeşil enerji ek maliyet telafisi gibi öncelikli 15 eylem alanı tanımlandı.
Raporda, “Dönüşüm süreçleri, 2030’e kadar toplam 1,4 trilyon avroluk ek özel ve kamu yatırımı gerektirmektedir.” ifadesi kullanıldı.
BDI Başkanı Siegfried Russwurm, raporun sunumunda yaptığı konuşmada, özellikle çok sayıda KOBİ’nin ülkeden sessizce ayrılması ya da yeni nesil tarafından devralınmaması yüzünden kapanmaya mahkum edilmesi nedeniyle Almanya’da sanayisizleşme riskinin sürekli arttığını ve bazı durumlarda çoktan gerçekleştiğini söyledi.
Russwurm, “Bölgeyi uluslararası düzeyde uygun hale getirmek ve yeşil ve dijital dönüşümü başarmak için politikacılar sanayi politikası gündemlerini yeniden düzenlemelidir. Bu gündem özünde ekolojik ilerleme, ekonomik rekabet gücü ve teknolojik açıklık üçlüsünü ciddiye almalı ve Almanya’nın önde gelen küresel şirketlerinin önüne engeller koymak yerine geleceğe yönelik birçok sektörde gelişme ve büyüme fırsatları sunmalıdır.” dedi.
“Küçük çaplı düzenlemelerin, siyasi ince ayarların ve muğlak niyet beyanları döneminin” sona erdiğini dile getiren Russwurm, “Almanya’yı yeniden uluslararası rekabetin ön saflarına taşımak ve dönüşüm hedeflerimize ulaşmak için artık ileriye doğru büyük bir sıçramaya ihtiyacımız var; bu ülkenin tüm inovasyon ve büyüme güçlerini serbest bırakmalı ve acilen hızlanmalıyız.” değerlendirmesinde bulundu.