Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB), adalet ve eşitlikçi yargının toplumun temel taşlarını oluşturan en önemli unsurlar olduğunu vurguladı ve KKTC’de adaletin herkese eşit uygulanmadığını savundu.
Birlik’ten yapılan yazılı açıklamada, “reçete soruşturması” hatırlatıldı, bir bakanlık özel kalem müdürünün mahkemeye kelepçesin çıkarıldığına, sahte diploma soruşturması kapsamında aranan diğer bir kişinin ise basının fotoğraf alamaması için erkenden mahkemeye çıkarıldığına dikkat çekildi.
Reçete soruşturması sürecinde gazetelerde kelepçeli fotoğraflarının yer almasının doktor ve eczacıların meslek onurunu zedelediği belirtilen açıklamada ancak rüşvetle suçlanan bir bakanlık özel kalem müdürünün mahkemeye kelepçesiz şekilde çıkarıldığı kaydedildi.
Sahte diploma soruşturması kapsamında aranan ve dün ülkeye dönen birinin davasının fotoğraf çekilmesine olanak vermemek için sabah erken saatlerde görülmesi eleştirilen açıklamada sahte diploma soruşturması kapsamında ifadesi alınan diğer kişilere aynı uygulamanın yapılamadığına dikkat çekildi.
Açıklamada “Emniyet mensupları tutuklama, ifade ve mahkeme sürecinde bu ayrıcalıklı muameleyi yapmak zorunda mıydı? Anayasa’yı hiçe sayan bu talimatlarına uymak zorunda mıydı? Hayır.” denildi.
Reçete soruşturmasında, ifadesine başvurulan hekimlerin açık isimlerinin ve kelepçeli fotoğraflarının medyaya yansıdığı kaydedilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Medya etiği, masumiyet karinesi ve kişilerin lekelenmeme hakkının önemsenmediği üzücü ve tıp mesleği ile tıp mesleğini icra eden kişileri küçük düşürücü, onur kırıcı ve meslek haysiyetini zedeleyici bir süreç yaşamıştık. Yaptığımız açıklamalarda kelepçe takılması konusuna ciddi eleştiriler getirmiştik. Bu kelepçe takılmaması konusundaki açıklamalarımızda sadece hekimlere eczacılara değil herkes için bu onur kırıcı muamelenin kaldırılmasını talep etmiştik.”
Dava süreçlerinde farklı uygulamaların takip edilmesi eleştirilen açıklamada şöyle denildi: “Adalet ve eşitlik ilkelerinin korunması ve geliştirilmesi, sadece bugün için değil, gelecekte karşılaşılabilecek tüm haksızlıklar için de bir güvencedir. Adalet, sadece mağdurlar için değil, suçlanan kişiler için de gereklidir; zira suçlu olmadığını kanıtlamak için herkesin adil bir yargılama sürecine, onurunu koruma ve deşifre olmama hakkı vardır. Bu sebeple, adaletin ve eşitliğin sağlandığı bir yargı sistemi, toplumsal barış ve huzurun teminatıdır ve her birey için hayati öneme sahip olabilir.”