KıbrısKöşe Yazıları

Sabahattin İsmail yazdı:  Tatar yine atıp tuttu…. “Hala AB içinde iki devlet noktasındaymış!!”

Tatar’ın “AB içinde iki devlet çözümü” safsatasını, seçim kampanyasında açıkladığı seçim bildirgesini okuduğum günden beri eleştiriyorum.

Her eleştirdiğimde bir süre susuyor, sonra ilk fırsatta yine atıp tutuyor.

 Ne yazık ki baş danışmanı Ergün Olgun ve diğer bir sürü danışmanı da kendisini uyarmıyor.

Veya uyarıyorlar da o yine bildiğini okuyor.

Nitekim önceki gün Star TV’de katıldığı programda, Anavatan ile birlikte belirlenen milli politikanın dışına çıkarak Türkiye’nin üye olmadığı AB’ye girerek sorunu AB içinde çözmekten söz etti

Bu yetmedi Mersin’e yaptığı ziyarette de Kıbrıs’ı Türkiye’den kopararak AB’a altın tepside içinde sunmayı hedefleyen aynı safsatayı tekrarladı.

Geçen yıl da resmi Bayrak TV’de görevinin 1.yılı nedeniyle katıldığı programda

“AB içinde iki devletli çözüm de olabilir” demiş ve tarafımdan ağır şekilde eleştirilince 1 yıldır bu safsatayı ağzına almamıştı.

Peki şimdi ne oldu da 3 gün içinde hem KKTC ‘de, hem de Türkiye’de bu saçmalığı yeniden gündeme getirdi?

Türkiye ile birlikte yeni bir milli politika belirlendi de bizim mi haberimiz yok?

Yoksa bunu kendisine, görüştüğü AB-İngiliz yetkilileri mi tavsiye etti?

Yoksa baş danışmanı Ergün Olgun veya diğer danışmanları mı ona bu yönde konuşması telkininde bulundu?

Bu soruların yanıtını bilme hakkımız vardır

NE DEDİ?

Sn Tatar Star TV’deki programda şöyle demiştir:

– ” Geçmişte AB içinde iki devlet dedim. Yine aynı noktadayım”

Mersin’de yaptığı konuşmada ise şöyle demiştir:

– “Bizim Avrupa Birliği’nde olmaktan bir sıkıntımız yok. Neticede benim siyasetim, Avrupa Birliği çatısı altında iki devlet ama kuzeydeki devlet egemen devlet.”

 (https://www.arimahaber.com/mersin-kktc-cumhurbaskani-tatar-mersin-valiligi-ziyaretinde-konustu)

MİLLİ POLİTİKA DEĞİL

Tatar ne dediğini gerçekten bilmiyor. Anımsanacağı gibi yine geçen yıl “İngiliz Milletler Topluluğu içinde olmak istediğini” de söyleyerek bir kez daha milli politikanın dışında konuşmuş ve yine tarafımdan sert şekilde eleştirilmişti.

Tatar’ın yanlışlarını eleştirmekten gerçekten bıktım usandım.

Ne ki o aynı yanlışları ara ara tekrarlamaktan bıkmadı.

Bu duruma bakarak artık gerçekten yanlış mı yapıyor, yoksa gizli bir ajandası mı var, diye merak etmeye başladım.

Öyle ya, aynı yanlışı sürekli tekrarlarsanız, o bilinçli tercihiniz olduğu anlamına gelir.

Sorumlu mevkideki bir kişi, hem de her defasında sert eleştiriler aldığı halde, ikide birde aynı yanlışı niye yapsın, milli politika dışına niye çıksın?

“AB İÇİNDE İKİ DEVLET” NİYE YANLIŞ?

Tatar’ın ikide birde dile getirdiği “AB içinde iki devlet” tezi, rahmetli liderimiz Denktaş’ın en çok karşı çıktığı, buna karşın teslimiyetçi Akıncı’nın savunduğu, Türkiye’yi Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’den kovma planıdır.

Yani Tatar, Denktaş’ın değil , Akıncı’nın siyasetini savunmuş olmaktadır.

 Denktaş, bu konuda, “Türkiyesiz cennete bile gitmem” diyerek, TC’nin üye olmadığı bir birliğe

girilmesinin KKTC ‘yi yok edeceğini ve Kıbrıs’ı Türkiye’den koparacağını söylemekteydi.

Denktaş’ın yolundan gittiğini iddia eden ama Denktaş’ın sert şekilde karşı çıktığı “AB içinde iki devlet” safsatasını savunan Tatar, bunun sonuçlarını bilmiyor mu? Yazalım:

*

1- TC’nin olmadığı AB’a girilirse Türk askeri adadan çıkar, İHA üssü kapanır, deniz – hava üssü hayal olur, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki stratejik üstünlüğü son bulur. Emperyalist AB ve Yunanistan Türkiye’yi güneyden de kuşatır

2-Türk vatandaşları adaya ancak Schengen vizesi ile turist olarak gelebilirken Rum-Yunan vatandaşları kısıtlamasız olarak serbest yerleşme, dolaşma, mülk alma, iş kurma-çalışma özgürlüğü ( 4 özgürlük)elde eder

3-Böylece en çok 5 yıl içinde KKTC toprakları Rum, Yunan ve AB vatandaşları tarafından satın alınır

Toprak egemenliğimiz biter

4-KKTC, TL yerine euroya geçer. Bütün banka ve finans sistemi AB sermayesi eline geçer, üretimimiz biter, bize karşılıksız para veren Anavatan da olmadığı için devlet çöker , ekonomik egemenliğimiz yok olur, şimdi anavatanın gönderdiği maaşlar bile ödenemez.

5-Rum, Yunan vatandaşları dahil 27 ülke nüfusu KKTC ‘ye yerleşir, Türk nüfus 27 AB ülkesine dağılır, demografik, yani nüfus egemenliğimiz sona erer

6-Bunların sonucu siyasi

hakimiyetimiz de sona erer. Esasen 350 bin kişilik KKTC devletinin ve Türk nüfusun 350 milyonluk AB içinde eriyip asimile olması ve nüfusun AB içinde erimesi kaçınılmazdır

7-AB içinde olacak KKTC ‘de Rumlar AİHM’de açacakları davalarla Kuzeydeki tüm eski mülklerini milyarlarca dolar tazminatla birlikte teker teker geri alır. 1974 öncesi koşullara dönülür.

8- Garanti Anlaşması iptal olur, Türkiye Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’den sökülür, Kıbrıs, AB toprağı, Mavi Vatanımız ise AB ait bir deniz olur

İHANETTİR

Özetle Türkiye’nin tam üye olmadığı AB’a, KKTC’nin tanınmış bir devlet olarak dahi sokulması ihanet olur.

Denktaş ve bizler bunları defalarca anlatmamıza, yazmamıza rağmen Tatar’ın bir yandan milliyetçi nutuklar atarken, diğer yandan da hala “AB içinde iki devlet”ten söz ederek ” BEN AYNI NOKTADAYIM” demesi ya ne dediğini, ne yaptığını bilmemektir, ya da bilinçli olarak İngiliz/ABD/AB emperyalizmine göz kırpmaktır.

Denktaş ve Anavatan buna karşı şu milli politikayı geliştirmişti:

– AB, tüm Kıbrıs’ı içine almak istiyorsa anlaşmalara göre Türkiye ile EŞ ZAMANLI olarak alabilir. Ya Türkiye’yi de alacak ya da Kuzey’i unutacak…

DANIŞMANLARI DA AYNI GÖRÜŞTEYSE

Merak ediyorum, acaba Tatar ‘ın danışmanları da aynı görüşte mi?

Eğer aynı görüşteyseler bunu onlar da çıkıp açıkça söylesinler ki biz de derhal istifalarını isteyelim.

Tatar, az ve öz konuşmalıdır

Bir Cumhurbaşkanı milli davada her aklına geleni ayak üstü söylemez.

Günde 10 defa konuşmaz.

Türkiye ile, KKTC Dışişleri Bakanlığı ile, konunun uzmanları ile konuşmadan milli dava konusunda saçma politikalar üretmez.

Geçen yıl yaptığı İngiliz Milletler Topluluğu üyeliği talebi de çok saçmaydı. Bereket onu tekrarlamadı

UYARIYORUM

Sn Tatar’ı yeniden uyarmak istiyorum:

 Her gün, her konuda, hele tam hakim olmadığınız milli Kıbrıs davası konusunda konuşmak zorunda değilsiniz.

Zaten ortada görüşme yok.

 Fol yok, yumurta yok.

Çözüm, çözüm diye yırtınmaya ne gerek var?

Bunlarla zaman ve enerji tüketip kafa karıştırmak yerine TANINMA için çalışın, iç politikada dağılan siyaseti toparlayın, ekonomik sıkıntılara çare üretin, göreviniz budur.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu