“Kıbrıslıyız, Kıbrıs’ın bağımsız bir devlet olarak yaşamasından yanayız”
Ecevit: “İnsanlığa ve barışa hizmet etmiş olacağımıza inanıyoruz”
Erbakan: “Kıbrıs’ta dünya sulhunun teminine yardımcı bir hareket oldu”
20 Temmuz 1974 Cumartesi gerçekleşen ve 50’nci yıl dönümü yine cumartesine denk gelen Barış Harekatı uzun süre Kıbrıs ve dünya basınının gündeminde kaldı.
Türk Ajansı Kıbrıs (TAK) 20 Temmuz 1974 cumartesi bültenini “Flaş, Flaş, Flaş, Flaş… Türk Silahlı Kuvvetleri Adaya Havadan ve Denizden Çıkarma Yaptı” haberiyle açtı.
Harekatla ilgili gelişmeler saat saat verilirken ilk geniş duyuru bültende şöyle yer aldı:
“Bu sabaha karşı, şafak sökerken Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı deniz ve hava birlikleri adanın her yönünde havadan ve denizden çıkartma yapmışlardır. Bu sabah 05.00’te Bayrak Radyosu Türkçe yayından Rumca yayına geçerek Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı deniz birliklerinin Girne sahilini bombalayıp denizden ve havadan çıkartma yapmakta olduğunu söylenmiştir.”
-Rum radyosundan seferberlik çağrısı
TAK, Bayrak Radyosu’nun duyurularının yanı sıra Rum radyosunun yayınlarına da yer verdi.
TAK’ın haberine göre 20 Temmuz’da saat 06.00’da kilise ilahisiyle açılan Rum radyosu seferberlik ilan etti ve Rumları tüm araç ve hayvanlarını Rum Milli Muhafız Ordusu’na teslim etmeye çağırdı.
Kıbrıs Türk Yönetimi Yürütme Kurulu Başkanı Rauf Raif Denktaş’ın Bayrak Radyosu’ndaki konuşması ise TAK’ta şöyle yer aldı:
“Türkiye, 1960 anlaşmalarına dayanarak Kıbrıs’ın bağımsızlığını, bütünlüğünü korumak için adanın her tarafında denizden ve havadan çıkarma yaptı.”
Ecevit: “İnsanlığa ve barışa hizmet etmiş olacağımıza inanıyoruz”
Türkiye Başbakanı Bülent Ecevit’in harekatla ilgili mesajı ise TAK’ta şöyle yayınlandı:
“Bu harekat milletimize, bütün Kıbrıslılara ve insanlığa hayırlı olsun. Bu şekilde insanlığa ve barışa hizmet etmiş olacağımıza inanıyoruz. Öyle umarım ki kuvvetlerimize ateş açılmaz ve kanlı bir çatışmaya yol açılmaz. Biz aslında savaş için değil ve yalnız Türklere değil Rumlara da barış getirmek için adaya gidiyoruz. Bu karara, ancak, bütün diplomatik, politik yolları denedikten sonra mecbur kalarak vardık. Bütün memleketlere, bu arada son zamanlarda yakın istişarelerde bulunduğumuz dost ve müttefiklerimiz Birleşik Amerika’ya ve İngiltere’ye meselenin müdahalesiz halledilebilmesi, diplomatik yollardan halledilebilmesi yönünde gösterdikleri iyi niyetli çabalar için şükranlarımı belirtmeyi borç bilirim. Eğer bu çabalar sonuç vermediyse, sorumlusu bu iyi niyetli gayretleri gösteren devletler değildir. Tekrar bu hareketin insanlığa, milletime ve bütün Kıbrıslılara hayırlı olmasını dilerim. Allah’ın milletimizi ve bütün insanlığı felaketlerden korumasını dilerim.”
TAK’ın haberine göre, Türkiye Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Necmeddin Erbakan, harekatla ilgili “Mukavemet görmezsek herhangi bir kan dökülmesi olmayacaktır. Kıbrıs’ta dünya sulhunun teminine yardımcı bir hareket olmuştur” dedi.
Türkiye Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Semih Sancar ise, “Kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri milletinin emrinde ve onun yüce varlığından aldığı güçle devletlerarası anlaşmaların kendisine tanıdığı haklara dayanarak Kıbrıs’ta ve bölgede barışı sağlamak, yavruvatanda yaşayan soydaşlarımızın güvenliğini sağlamak amacıyla birleşik harekatta bulunmaktadır” açıklamasında bulundu.
Denktaş: “Demokratik düzen süratle iade edilecek ve her şey normale dönmüş olacak”
20 Temmuz 1974 Cumartesi günü bülteni Denktaş’ın TAK’a yaptığı açıklamayla kapatıldı.
TAK muhabirine konuşan Denktaş, tarihi günler yaşandığını, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kıbrıs’ın bağımsızlığını koruma, insan hak ve hürriyetlerini iade etmek için barışçı bir nedenle ve 1960 anlaşmalarına dayanarak adaya geldiğini söyleyerek, “Yunan Cuntası adına direniş geçiş Rum halkını olduğu kadar barışsever halkımızı da üzmüştür. Bu direnişe lüzum yoktu. Çünkü demokratik düzen süratle iade edilecek ve her şey normale dönmüş olacak” dedi.
21 Temmuz’da Girne’nin teslim alındığı haberiyle açılan TAK bülteninde, yine saat saat gelişmelere yer verildi.
Yabancı basının Kıbrıs Barış Harekatı ile ilgili haberleri, şehitler, Denktaş’ın hastane ziyaretleri, Türkiye’de düzenlenen kan bağış kampanyası, Birleşmiş Milletlerin ateşkes çağrısı haberleri peşi sıra yayınlandı.
-Ecevit: “Türkiye’nin Kıbrıs’ta Barış Harekatı, kısa sürede askeri hedeflerine ulaşmıştır”
Başbakan Bülent Ecevit, Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin ateşkes çağrısına uymayı kabul ettiği beyanı TAK’ta şöyle yer aldı:
“Birleşmiş Milletler kararlarına saygılı, barışçı bir ülke olarak Türkiye Güvenlik Konseyi’nde Kıbrıs için alınan ateşkes kararına uymayı kabul etmiştir. Ateşkes bugün Türkiye saati ile 17.00’de Kıbrıs saatiyle 16.00’da yürürlüğe girecektir. Kahraman Türk Silahlı Kuvvetleriyle ile Kıbrıslı Türk mücahitleri el ele iki günde büyük zaferler kazandılar. Bugün ateşkesin yürürlüğe gireceği saate kadar bu zaferler pekişmiş, Kıbrıs Türkünün hakkı bir daha sarsılamayacak kadar kökleşmiş olacaktır. Türkiye’nin Kıbrıs’ta Barış Harekatı, kısa sürede askeri hedeflerine ulaşmıştır. Kıbrıs’ta artık barış olacaktır. Özgürlük ve eşitlik olacaktır. Kıbrıs’ta artık Türklere Türkün hakkına kimse dokunamayacaktır. Özellikle kıyı kesiminde sağlanan olanaklarla Kıbrıs Türkü ekonomik özgürlüğüne de kavuşmuş olmaktadır. Yeni bir Kıbrıs vardır şimdi. Dünyada Türkiye’nin iki gün önce başka bir yeri vardır. Bu büyük zafer Kıbrıs Türklerine bütün Kıbrıslılara, Türk ulusuna, insanlığa kutlu olsun. Bugün ateşkesin yürürlüğe giriş saatine kadar Türk Silahlı Kuvvetlerine ve Kıbrıslı Türk mücahitlerine Allah’tan yeni başarılar dilerim.”
-Ateşkes ve Cenevre görüşmeleri
Ateşkesin sağlanmasından sonra Cenevre’de yapılan görüşmeler, ateşkes ihlalleri, köylerdeki durum, mahsur kalan Kıbrıslı Türklere gönderilen yardımlar, diplomatik görüşmeler, dağıtılan Kızılay yardımları, esir, yaralı ve hastaların durumu, çeşitli kurum ve kuruluşların Türkiye’ye ve Ecevit’e gönderdiği bağlılık mesajları haber yapıldı.
Cenevre’deki müzakerelere 8 Ağustos’ta devam edilmesine karar verilmesiyle Kıbrıs Türk Yönetimi Meclisi 8 Ağustos’ta olağanüstü toplandı. TAK’ın haberine göre, Türk Silahlı Kuvvetlerinin adaya yaptığı barış çıkarmasına değinen bir konuşma yapan Mağusa milletvekillerinden Fuat Veziroğlu, Barış Gücü’nün düşmanla iş birliği yaptığına işaret ederek, “Kıbrıs’ta bugünden itibaren bir düşmanla değil iki düşmanla mücadele etmek zorunda kaldı” dedi.
13 Ağustos’ta Meclis yine olağanüstü toplantı yaparken, Kıbrıs Türk Yönetimi Meclisi Başkan Vekili ve Türk Cemaat Meclisi Başkanı İsmail Bozkurt, İngiltere’nin Kıbrıs konusundaki tutumunu kınadı.
Cenevre’deki görüşmelerin başarısızlıkla sonuçlanması üzerine Türk Silahlı Kuvvetleri 14 Ağustos sabahı havadan ve karadan Rum direniş noktalarına karşı saldırıya geçti ve Barış Harekatı’nın ikinci aşaması “Ayşe Tatile Çıksın” parolasıyla başladı.
TAK bunu 14 Ağustos Çarşamba bülteninde, “Türk Ordusu Taarruza Geçti” haberiyle duyurdu.
Haberde, şu ifadelere yer verildi:
“Altı günden beri Cenevre’de Türkiye, Yunanistan, İngiltere Dışişleri Bakanları ile Kıbrıs Türk ve Rum temsilcileri arasında sürdürülmekte olan Kıbrıs sorununa sürekli bir hal çaresi bulma çabaları bu sabahın erken saatlerinde başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Görüşmelerin çıkmaza girdiğini açıklayan İngiltere Dışişleri Bakanı Callaghan Türkiye’yi ‘uyuşmaz’ olarak nitelendirmiştir. Türk hükümeti ise Türkiye radyolarında Cenevre görüşmelerinin başarısızlığa uğraması nedeninin Yunanistan’ın uzlaşmaz tutumundan meydana geldiğini söylemiş ve Türk hükümetinin Kıbrıs Türk toplumunun haklarının ve güvenliğinin korunacağı bir hukuk düzeninin kurulmasını tek başına sağlamak zorunda olduğunu bildirdi.”
-Denktaş: “Kıbrıslıyız, Kıbrıs’ın bağımsız bir devlet olarak yaşamasından yanayız”
Kıbrıs Türk Yönetimi Yürütme Kurulu Başkanı Rauf Raif Denktaş, 15 Ağustos’ta Cenevre’den Kıbrıs halkına mesaj yolladı. TAK, mesajı söyle yayınlandı:
“Cenevre’ye 11 yıldır hak ettiğiniz, susadığınız barışı temin etmek amacıyla geldik. Türk Dışişleri Bakanı ile bağımsız bir Kıbrıs devleti içinde sığınabileceğimiz özgürlük ve güvenlik içinde yaşayabileceğimiz bir yerin tanımlanmasından başka bir şey istemedik. 11 yıldır bize güven veren asgari şart olarak ancak bunu düşünebildik. Rum ve Yunan temsilcileri bize bunu dahi tanımadılar ve basına böyle bir çözüm şeklini kabul etmeyeceklerini açıkladılar. Konferansta 11 yıldır uyguladıkları geciktirme taktiğine tevessül ettiler. Bu arada Kıbrıs’taki Türk Barış Gücü etrafında askeri yığınaklar yapmaya devam ettiler. Rehine alınan Türklerle ilgili kararı uygulamadılar. Bu şartlar altında konferanstan olumlu bir sonuç alınamadı. Kıbrıslıyız, Kıbrıs’ın bağımsız bir devlet olarak yaşamasından yanayız. 11 yıldır Kıbrıs’ın bağımsızlığını korumak için siz kahraman halkımızın ve Anavatanımızın fedakarlığı bunun en güzel örneğidir. Türk’üz kendi ülkemizde dilimizle, dinimizle insanca var olmak istiyoruz. Bize son 11 yıl içinde reva görülen insanlık dışı muameleye yeniden tabi olmayacağımız bir düzen istiyoruz. Fedakarlıklar bunun içindir. Özgürlük, insanlık ve bizden sonra gelecek olanların huzuru, saadeti içindir. Rum ve Yunan ilgilileri, bize bunu dudaklarında olsun tanımıyorlar. Barış istiyoruz. Bugünkü mücadele barışı sağlamak içindir. Çilekeş, fedakar kardeşlerim… Başınızı dik tutunuz. Söz bundan böyle, büyük Atatürk’ün barışçı politikasını kendisine amaç bilen Anavatanındır. Davamızı ve müdafaamızı tümüyle Anavatanın hükümetine emanet etmiş olmanın verdiği huzur içindeyiz. Özgürlük için her şeyi ortaya koymuş olan Türk toplumu ve onun fedakar alicenap hamisi Anavatan, kazanız mübarek olsun…”
Türkiye Başbakanı Ecevit 16 Ağustos günü Bakanlar Kurulu toplantısı çıkışında harekatın durdurularak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin ateşkes kararına uyulacağını açıkladı. TAK, Ecevit’in açıklamasını şöyle duyurdu:
“Kıbrıs’taki askeri harekatın şu anda durumunu ve gereklerini genel kurmayımızla görüşüp mutabık kaldıktan sonra bakanlar kurulunda yaptığımız görüşmeler Türkiye’nin Kıbrıs’ta girişmiş bulunduğu harekat Türkiye saatiyle 19.00’a (mahalli 18.00) kadar bitmiş olacağını ve bu andan itibaren Türkiye açısından ateşkesin kesin uygulanması mümkün olacağına karar verilmiştir.”
Kıbrıs Barış Harekatı’nın ikinci aşaması 16 Ağustos 1974’te ateşkes ilan edilmesiyle son buldu ve adadaki bugünkü sınırlar belirlendi.