ManşetRÖPORTAJLAR

Turan Kamer: “Herkes ünlü olabilir fakat herkes sanatçı olamaz”

Müziğe olan ilgisi küçük yaşlarda başlayan Kıbrıslı sanatçı Turan Kamer, Mesarya Ajans Muhabiri Su Üçüz’ün sorularını yanıtladı.

‘Kırmızı Keman’ isimli film ile müziğe ilgi duymaya başladığını anlatan Kamer, ailesinin bu mesleği seçmesi konusunda endişeli olduğunu, ancak ilkokul müzik öğretmeninin desteğiyle bu yolda ilerlediğini aktardı.

“HERKES ÜNLÜ OLABİLİR FAKAT HERKES SANATÇI OLAMAZ”

İlk Single’ını ‘Perdeler’ adlı şarkısıyla çıkaran Kamer, ikinci şarkısı ‘Eyvallah’ ile ilgili geri dönüşlerden memnun olduğunu belirtti ve şarkının sosyal medyada büyük ilgi gördüğünü, bu başarıyı bir konserle taçlandırmak istediğini dile getirdi. Sanatının ünlü olmasını değil, kalıcı olmasını hedeflediğini vurgulayan Kamer, herkesin ünlü olabileceğini ancak herkesin sanatçı olamayacağını söyledi.

“5-6 yaşlarında müziğe ilgi duymaya başladım.”

Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?

2 Temmuz 1993 yılında doğdum ve Güzelyurtluyum. 1998 yapımı “Kırmızı Keman” isimli filmi izledikten sonra 5-6 yaşlarında müziğe ilgi duymaya başladım. Yaklaşık 7-8 yıllık keman geçmişim var. O dönemlerde İngiltere’de bulunan Royal Akademi’nin sınavlarına katıldım. Ailem, müziği meslek olarak seçmemden endişeliydi. Benim şansım ilkokuldaki müzik öğretmenimdi. Aileme yetenekli olduğumu ve bu yeteneğin üzerine düşmeleri gerektiğini söyledi.

“Bugün hala daha ailemin desteğini koşulsuz alabiliyorum.”

Ailem de bunun üzerine düz ortaokul ve lise okurken dışarıdan müzik eğitimi almama karar verdi. Bugün hala ailemin desteğini koşulsuz alabiliyorum. Lise 2’den itibaren konservatuar sınavlarına hazırlanmak istedim. O dönem, benim için çok değerli olan hocalar kesişti ve beni opera bölümüne hazırladılar. Ankara Operası’nda iki ay eğitim gördüm ve çok değerli eğitmenlerle karşılaştım. Ancak, opera bölümü benim için olmadı. Ardından, İzmir’de bulunan 9 Eylül Üniversitesi’nin Müzikoloji bölümüne başvurdum. Bu bölüm müziğin daha çok teorisi ve tarihi hakkında bilgi veriyordu. Ben daha çok sahnede olmak istediğim için bu bölüm beni tatmin etmedi. İzmir’de bulunduğum dönemde İstanbul Bahçeşehir Üniversitesi’nde Jazz bölümü olduğunu keşfettim. Başvurum kabul edildi ve yüksek lisansımı burada tamamladım.

“İngiltere’deki sanatçılarla sahne alabilmek benim için çok farklı bir deneyimdi.”

Fakat 2016-2017 yıllarında İstanbul’da birtakım sebeplerden dolayı güvende hissetmedim ve yarım dönem okuyup adaya döndüm. Burada Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde Eğitim Yönetimi ve Denetimi Yüksek Lisans bölümüne kayıt oldum ve tamamladım. Fakat, bu bölüm de beni tatmin etmedi. İngiltere’de üç yıllık bir lisans eğitimine başladım. Bu eğitim benim dönüm noktamdı. Çünkü, müzik prodüksiyonu, bestecilik ve kompozisyon üzerine bir bölümdü. İngiltere’deki sanat ortamını görebilmek ve oradaki sanatçılarla sahne alabilmek benim için çok farklı bir deneyimdi. İngiltere’de bir network kurdum. Şu an, buraya ve Türkiye’ye sesimi duyurmaya çalışıyorum.

“Eğitimli müzisyenlere toplumumuzun ihtiyacı olduğunu göstermek ana hedefimdi.”

İlk single’ınızı Aralık 2023’de “Perdeler” isimli şarkı ile yaptınız. Single çıkarma fikrini sizde ne tetikledi?

Küçüklüğümden beri sahneye çıkma ve şarkı söyleme isteği vardı. Bu isteği içimde bastırdım ama sonunda hayalim olduğu için gerçekleştirdim. Ana hedefim, benim gibi eğitimli müzisyenlere toplumumuzun ihtiyacı olduğunu göstermekti. Herkes 80’li ve 90’lı yılların müziklerini çok seviyor çünkü o yıllarda eğitimli bestekarlar ve müzisyenler vardı. 2003-2004 yıllarında Türk Pop piyasasında bir çöküş yaşandı. Şu an, 90’lı yıllarda doğmuş ve o dönemin kültürüyle büyümüş biz gençlerin bir şeyler yapması gerekiyor. Bu benim amacım ve hedefim. Bunu başaramazsam, kendi varoluşuma ihanet etmiş olurum.

“Kitlem oluştuktan sonra farklı yerlerdeki insanlara ulaştırabileceğimi düşünüyorum.”

Sosyal sorumluluk projelerine düşkünsünüz ve insanlara toplumsal olarak bazı şeyleri aktarmak gibi bir misyon üstlendiğinizi biliyoruz. Bununla ilgili yapmayı planladığınız projeleriniz var mıdır?

Ben sadece aşk şarkıları yazmıyorum. Elimde toplumsal olaylara değinecek bestelerim var. Şu an ismimizi duyurmaya çalıştığımız için bu eserleri meydana çıkarmanın çok mantıklı olmadığını düşündüm. Belli bir kitlem oluştuktan sonra farklı yerlerdeki insanlara ulaştırabileceğimi düşünüyorum. Özellikle şiddet, cinsiyet ayrımcılığı ve zorbalıklara değineceğim birçok projem var. Bu projeyi hayata geçirmek için doğru ekip ve zaman gerekiyor. Müzik eserlerini görsel olarak tamamlayacak bir ekibe ihtiyaç var. Bu yolculuğu tamamlayacak insan arayışındayız ve karşılaştığımız birçok güzel insan var. Kıbrıs’ta böyle bir şey olmasına çok mutluyuz. Başladığımız yolculuğun uzun soluklu ve güzel bir şekilde devam edeceğini umuyorum.

“Eyvallah’ı konserle taçlandırmak istiyorum.”

İkinci şarkınız “Eyvallah”ı çıkardınız. Şarkı ile ilgili geri dönüşlerden memnun musunuz?

“Eyvallah” sanki ilk çıkardığım şarkı gibi oldu. Bu şarkıyla birlikte kendi ülkemde insanlar Turan’ı tanımış oldu. Bu yüzden çok memnunum. Bunu bir konserle taçlandırmak istiyorum. Çünkü, gece gündüz maddi ve manevi çok emek verdik. 15 dakikada yazdığım bir şarkıydı ve beğeni alacağını tahmin etmedim. Sosyal medyaya bir içerik attık ve 1,5 milyon izlendi. İnsanlar beğenince ve sürekli sorunca şarkıyı çıkardık.

“İnsanların arasında olabilmek ve camianın içerisine girebilmek önemlidir.”

Bir Kıbrıslının Türkiye piyasasında tutunması hakkındaki gözlemleriniz nedir?

Bunun Türkiyeli, Kıbrıslı ya da İngiltereli olmak ile alakası olduğunu düşünmüyorum. Şu an Endonezya’nın bir köyünde şarkı çıkaran birinin videosu bile önümüze düşüyor. Geçen haftalarda Yeşim Salkım bizim videomuzu paylaştı ve bu bizim için çok önemliydi. Bir şekilde şarkım Yeşim Hanıma ulaştı ve bana mesaj attı. Yeşim Hanım bana mesaj atarken nereli olduğumla ilgilenmedi. Eğer yapılan iş güzelse ve karşıya geçiyorsa kesinlikle karşılığını bulacaktır. Küçük bir ada ülkesi olduğumuz için burada isim duyurabilmek çok zor. Bunu başaran birçok değerli sanatçımız var. Fakat, sanatçılarımız bunu başarırken Türkiye’de yaşıyordu. Yaşadığınız yerin de önemi var. İnsanların arasında olabilmek ve camianın içine girebilmek önemli. Benim yaptığım müzik ana akım müziğinden farklı. Sosyal medyada statü sahibi kişilere ulaşabildiğimizi görüyorum. Müzik herkes içindir ancak belli bir statüde olan kişilere ulaştıysanız doğru bir iş çıkarmışsınızdır. Geçen günlerde, Cem Adrian gibi bir sanatçının konserde başına şişe fırlatıldı. Ben, yaptığım sanata böyle bir saygısızlık yapılmasını istemezdim ve eminim kimse istemez. Bu yüzden büyük kitlelere ulaşmak değil, ulaşılan kitlenin kalitesi önemlidir.

“Herkes ünlü olabilir fakat herkes sanatçı olamaz.”

Ünlü olmak ile ilgili düşünceleriniz nedir?

Kazanacağım ünün, sanatım için olmasını istiyorum. Çünkü herkes ünlü olabilir fakat herkes sanatçı olamaz. Önemli olan kalıcılıktır. Benim en büyük hedefim, 45-50 yıl sonra da şarkılarımın hatırlanabilmesidir.

İlgili Makaleler

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu