İpler, ip ucunda kukla başlar, eller, parmaklar, aynı iple asılanlar.
Şaryo ile klavye arasında sıkışanlar.
Anadolu’da kelli felli milliyetçi olup milletine eziyet edenler. Vatanı satanlar.
Kıbrıs’ta Sosyalist olup AB emperyalizmine uşaklık edenler.
Eeey, kanlı, darbeli, hem özgürlükçü, hem bol siyasi, katliamcı kara Mayıs.
Deniz mavidir oysa, mürekkep ve tükenmez kalem mavi. Kurucu gözler mavi, huzurun rengi mavi.
Mürekkep balığı mavi denizde fakat.
Çok yaşamışlar mı iyi bilir, az yaşamış ve fakat çok Gezmiş’ler mi?
Denizler mi çok bilir? Deniz aşırı gezmişler mi?
Denizler boğulmaz, gerekirse boğar.
Ölümsüzdür denizler, siz hiç, kuruyup giden bir deniz gördünüz mü?
Mavi denizlerde mürekkep balığı olmak, güzel.
Atatürk sonrası Türkiye ve 1940’lı yıllar, tek parti hükumet dönemidir.
Yani demokrasiye hazırlık süreci.
Tüm anti demokratik süreç, 1938 sonu ulu önder Atatürk’ün, bedenen aramızdan ayrılmasıyla tökezler.
1939 yılında, II. Dünya savaşı patlak verdiğinde Türkiye’yi yöneten İnönü, ülkeyi savaştan uzak tutmayı başarır.
Fakat ceremesini halk çeker, faturası ağır olur.
Çok sayıda genç, savaş tehlikesine karşın askere alınır.
Temel ürünlerle ilgili olarak iç piyasada büyük darlık yaşanır ve ürünlerin fiyatları olağanüstü artar.
Görülmemiş bir fiyat artış enflasyonu yaşanır. Halk daha da fakirleşir. Yoksulluk gırtlağa dayanır. Hatta çok uzun sürecek kıtlık süreci de baş gösterir.
Aynı dönemde hükûmet, stokçu, karaborsacı ve fırsatçılarla yoğun bir şekilde mücadele etmişse de, toplumun geniş kesmi tatmin edilemez.
Bu durum ülke siyasetine kötü etki eder.
Savaş esnasında, Almanya ile tarafsızlık antlaşması imzalanmıştır.
II. Dünya savaşı sonrası:
Dünya, siyasi ve ekonomik açıdan Doğu-batı, aynı zamanda sağ-sol olarak ikiye ayrılmıştır.
7 Ocak 1946’da ABD destek ve istemiyle CHP’den istifa eden başta Adnan Menderes ve bazı milletvekilleri tarafından.
Celal Bayar başkanlığında, sağ muhafazakar ve aynı zamanda demokrasi yanlısı görünen Demokrat Parti kurulur.
Parti adında, “Demokrasi” kelimesi vardır var olmasına ama..
Amerikancı demokrat partili milli ve İslami muhafazakar seçmenler:
“Demokrasi kelimesine dilleri dönmediği ve telafuz edemedikleri için, DEMİRKIRAT, demişlerdir.
Şahlanmış kır at sembolü, Türk siyaset sahnesine böyle çıkar ve kabul görür.
DP kısa sürede seçimlerle iktidarı ele geçirir.
II. Dünya Savaşı’nda tarafsızlığını koruyan Türkiye, yani Adnan Menderes Hükümeti savaş sonrası iktidarda ve fakat çok yalnızdır.
Türkiye’yi yalnız kıstıran Sovyetler, Doğu Anadolu bölgesinde toprak ve Boğazlar’da üs edinme ve ortak savunma taleplerinde bulunur.
1950 yılında, Amerika tarafından iktidara taşınanan milli, dini, ve mandacı DP Hükümeti kararıyla Amerika’ya destek amaçlı Kore’ye asker gönderilir.
Karşılığında ise derhal Marshal yardımı gelir. Bina ve yol inşaatları furyası ilkin o dönem moda olur.
AKP döneminde de aynısı yalanmıştır.
Böylelikle Sol siyasetin merkez ülkesi olan Rusya’dan uzaklaşıp, Rus’ların zorladığı koşullardan da kurtulacakları hesabını yaparlar.
Bu gelişme, iktidara gelenler için, kendilerini güçlü bir şekilde destekleyen Amerika emperyalizmine bir adım daha sığınmak anlamındadır.
Türkiye’nin Kore’ye asker göndermesi.
Özellikle sol kesimler tarafından:
“Türk gencinin kanının Amerika’ya satılması” şeklinde eleştirilirken.
Türkiye ile Batı Bloğu arasındaki yakınlaştırmayı hızlandırmış ve 18 Şubat 1952’de Türkiye resmî olarak NATO ülkesi olmuştur.
Ve Türkiye NATO’ya dahil olmamın bedelini yıllarca ağır ödeyecektir.
Yani, Türkiye sağ siyasi cenahı, Amerika desteğiyle Türkiye’nin başına getirdiği kuklanın ipiyle, aynı kuklayı asacaktır.
Ve NATO’ya dahil olmamın ilk meyvesi 27 Mayıs 1960 darbesi olur.
Türkiye siyaset tarihinde ilk darbedir bu.
Bir nevi NATO meyvesi.
Darbeyi gerçekleştirenler, Amerikalıların “Bizimkiler” dediği düşük rütbeli, Amerika’ya satılmış hain subaylardır.
Emperyal Amerika’nın para ve ekonomik desteğiyle başa gelen, 10 yıl iktidarda kalan Demokrat Parti ve Adnan Menderes
Aynı emperyal gücün askeri darbesiyle ipe götürülür.
Tüm bu ihaneti gerçekleştirenler emperyalizme satılmış, sözde sağcı, milliyetçi, bayrakçı subaylar.
Ve:
Mandacı, üst rütbeli satılık komtanlar ve onlara kanarak destek veren, şakşakçı sağ, milliyetçi, bayrakçı ve inançlı seçmen kesimdir.
Darbeyi planlayan ve gerçekleştiren 37 düşük rütbeli vatan haini subaylardan devşirme ihanet komitesi, Emekli Orgeneral Cemal Gürsel liderliğinde ülke yönetimini ele alır.
Tüm bu kurgu siyaset sahneleri günümüze ne kadar da çok benziyor değil mi?
Türkiye’de cereyan eden, gelmiş geçmiş tüm siyasi darbeler Amerika tarafından tasarlanmış.
Ve;
“İç işbirlikçi, satılık sağ siyasetçi ve komutanlar tarafından gerçekleştirilmiştir.”
Desem, çoğu inanmayacaktır biliyorum.
Bu duruma daha fazla katlanamayan
Sol/sosyalist siyasetin neferleri ABD EMPERYALİZMİNE..
Ve onun kuklaları, mandacıları ve uşakları olanlara.
Para, refah, makam ve künye düşkünü yerli yardakçılarına karşı bir iç mücadeleye girişirler.
Ve demokrasi şehidi olarak adlarını siyasi tarihimize yazdırırlar.
1960’ların ortalarından itibaren başlayan sol direniş öğrenci hareketlerinin en önde gelenlerinden biri olan “Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu kurucu ve yöneticisi Deniz Gezmiş, bugün, 6 Mayıs 1972’de emperyalizmin kuklalarının ipleriyle idam edilmiştir.
İdam edilmeden önce kendini şu satırlarla savunmuştur.
“…Yaptıklarımızın haklı olduğuna inanıyorum. Halen de bu inancı taşıyorum.
Türkiye’nin bağımsızlığından başka bir şey istemedim ve bu sebeple Amerikan emperyalizmine ve işbirlikçilerine karşı mücadele verdik.
Bundan dolayı ölümden korkmuyoruz.
Onu ancak işbirlikçiler düşünsün ve ancak onlar kendi canının telaşına düşsün.
Ve ben 24 yaşındayken kendimi Türkiye’nin bağımsızlığına armağan etmekten onur duyuyorum. Deniz Gezmiş
Amerika VI, Filosuna “Türk denizlerinden defol” dediği için 25 yaşında demokrasiye şehit gitti.
Deniz Gezmiş’in ata dedeleri Rize’nin İkizdere ilçesine bağlı Başköyden’di. Gezmiş emperyalizme direndi. Ondan 30 yıl sonra siyaset sahnesine çıkan bir başka Rize kökenli ise Amerikancılıkla siyasette yükseldi.
İnsanoğlu azizizim, tuhaftır ve nankördür. Milliyetçilik duygularıyla mandacılık meraklısı olup vatanı satan mandası da..
Vatan için mücadele edip “Amerika defol” mücadelesi vereni söğüt dalına asan manda zihniyetliler de çoktur.
Candaş Özer Yolcu